HERKESE MERHABA!


Amacım; bu kız bize ne anlatmış diye merak edip bakmanız. O kadar... Çünkü herşeye çok kafa yoruyorum. Huyum bu! Çok kolay mutlu oluyorum, çok kolay korkuyorum, çok kolay heyecanlanıyorum, herşeyi çabucak hissediyorum. Sohbete bayılıyorum. Sanmayın ki yalnızım konuşamıyorum da buraya yazıyorum. Aksine düşüncelerimi daha çok insanla paylaşmak istiyorum. Bu yüzden yazıyorum. Aklıma gelen herşey üzerine yazacağım.















5 Ekim 2010 Salı

BEYPAZARI

  2 günlük haftasonu tatilinde nereleri gezebiliriz? sorumuzu cevaplayabilecek şehirler listemize bir yenisini eklemek üzere çıktık yolaa... Sabah uyanınca kısa bir kararsızlık yaşasak da yola çıkınca pek bir memnunduk. Ansızın karar vermek bana göre değil aslında. Çünkü; yolda kalma durumunda ne yenir içilirden başlayın, herhangi başka bir detayda bitirin, hepsini düşünürüm. Neyse çıktık yola, vardık Beypazarına. Gezdik, yedik, içtik, alışveriş yaptık, ayıp olmasın diye bir daha alışveriş yaptııık (Teyzeler o kadar dikkatli ve azimlilerdi ki önünden 2. kez geçersen hemen almadan geçtin uyarısında bulunuyorlardı.), fotoğraf çektik ve sonunda mutlu olduk. Gittiğimiz yoldan dönmedik, haliyle yolumuz dönüşte epey uzadı. Yol uzayınca da, benim klasik günsonu yorumlarım;  yolculuğun düşüncelerime kattığı detaylarla epey uzadı. Ne mi yorumladım?:
 Yaklaşık 17 sene yaşadığım küçük kasabanın, Beypazarına göre çok daha merkezi bir yolda olmasına, güzel bir tarihi geçmişi olmasına, süper domatesleri ve soğanı olmasına, Amerika Almanya vs. milliyetlerden insanların yaşamasını sağlayacak işkollarını barındırmasına rağmen neden gelişemediğini sorguladım. Gelişme derken, içindeki mağaza, kafeterya, sinema sayısından bahsetmiyorum. Oradaki halkın yaşamlarını değiştirmeden nasıl kendilerini geliştirdiklerinden bahsediyorum. Değerlerine o kadar güzel sahip çıkmışlar ki bütün zanaatkarlar işlerine aynen devam ediyorlar. Ellerinden ne geliyorsa sunup tezgahlara koymuşlar. Teyzeler tezgahlarda, çocuklar konaklar da ve müzelerde çalışıyorlar, turizme çok da güzel katkıda bulunuyorlar...
 Beypazarında, eskiden ne yapıyorlarsa hala onları yapıyorlar. Gelecekte bile geçmiş arayan ben, özellikle dokuma tezgahlarında işlenen örtülere bayıldım. Mehmet Emin amcayla tanıştık. Müzede heykeli yapılmış. O da aynı şekilde müze kapısının yanındaki dükkanda tezgahının başında...

 Hele telkari ye bayıldım. Yaklaşan doğumgünümün bana sağladığı avantajdan hemen faydalandım. Sevgili eş'e bundan daha güzel hediye mi olur diyen sevgili eşim, hem beni mutlu etti, hem de bu sefer ne alsam acaba? girdabından kendini kaçtı kurtardı:))

 Sonuç mu? resimlere bir gözatın,  beğenirseniz yapın programınızı gidin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder