HERKESE MERHABA!


Amacım; bu kız bize ne anlatmış diye merak edip bakmanız. O kadar... Çünkü herşeye çok kafa yoruyorum. Huyum bu! Çok kolay mutlu oluyorum, çok kolay korkuyorum, çok kolay heyecanlanıyorum, herşeyi çabucak hissediyorum. Sohbete bayılıyorum. Sanmayın ki yalnızım konuşamıyorum da buraya yazıyorum. Aksine düşüncelerimi daha çok insanla paylaşmak istiyorum. Bu yüzden yazıyorum. Aklıma gelen herşey üzerine yazacağım.















22 Ekim 2010 Cuma

SABİN KADINLARINA TECAVÜZ

  Firenze, Piazza Della Signoria. Yani Floransa Signoria Meydanı... Hayatımı 3 e katlayan, bir köşesinde oturup saatlerce kalkmak istemeyeceğim tek yer bu meydan... (Şimdilik...) Niye mi? Hikayeleri dolu dolu öyle heykelleri var ki bu meydanın. Sabin Kadınlarına tecavüz...Bunların eeen başında gelir benim için. Niye mi? Anlatayım size hikayesini. 
 Romalılar; erkek nüfusunun oldukça yoğun olduğu ve güçlenmek adına her erkeği askere aldıkları ilk dönemlerinde; bakmışlar ki ortada kadın yok! O kadar az ki kadın nüfusu!!! Hemen bir şölen  yaparak komşu Sabin halkını çağırmışlar eğlenceye... Kadınlarına göz diktiklerinden Sabin erkeklerinin haberi yokmuş...Yapacaklarını yapmışlar oracıkta. Alıkoymuşlar kadınları pişkin pişkin. Sabin erkekleri öfke içinde geri dönmüşler ama öç almak için bir süre sonra er meydanına dikilmişler. Fakar işin komik tarafı; uğruna savaşacakları Sabin kadınları hayatlarından çok memnunlarmış ve gönülleri dönmekten yana değilmiş...
 Giambologna'nın yarattığı bu müthiş heykel; Romalı erkek, kolları arasındaki Sabin kadını ve ayakları altındaki Sabin erkeğinin birarada olduğu 3'lü bir heykel aslında. O zamanda yapılmış 3 boyutlu bir heykel! Düşünün önünüze tek bir blok mermer konuyor ve siz onu içiçe girmiş 3 kişiden oluşan bir sanat eseri haline dönüştürüyorsunuz. Güç, korku ve çaresizlik. Hepsini aynı anda yontuyorsunuz. Ve biz; ağzı açık heykele bakan insan grubu; etrafında dönüyoruz dönüyoruz ve her açıdan başka bir hayrete düşüyoruz...
 İtalyanların, her şeyi anlamlandırabilme ve bizim gözümüzde basit olan günlük işleri bile, bir seramoniye dönüştürebilme yetenekleri, atalarından geliyor eminim. Her duyguyu, her olayı, öyle güzel sanat eserlerine dönüştürmüşler ki çünkü...
 Ben bu seramoni kelimesini de çok seviyorum galiba. Sık sık da yazılarımda kullanmayı düşünüyorum. Hayat felsefem bile yapabilirim hatta!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder